Ergün KOLÇAK

27.Haziran.1960 tarihinde Rize’de doğdum. (Ergün KOLÇAK) Ortaöğrenimimi Rize’de tamamladıktan sonra Rize Eğitim Enstitüsü’nden ilkokul öğretmeni olarak mezun oldum . Çok küçük yaşlarda futbolla tanıştım. Ağabeyim Erdoğan Kolçak, eniştem Hüseyin Hemşinlioğlu, yeğenlerim Aktan Kolçak, Hakan Tecimer, Sinan Koç ve Kerim Kolçak ailenin futbola olan düşkünlüğünün bir göstergesidir.Öncelikle yeteneğin ve futbol sevgin içinde olacak. Sonra istek ve arzun olacak. Ben topla yatıp topla kalkardım. Öğretmenlik hiç yapmadım, futbol oynamayı tercih ettim.1973 yılında, 13 yaşımda Rizespor alt yapısında başladım. 17 yaşımda Rizespor A takımına yükseldim. 1984–85 sezonuna kadar Rizespor’da top oynadım ve o yıl şampiyon olduktan sonra takımdan ayrıldım. Adana Osmaniye, Petrolofisi ve Eskişehirspor’da oynadım. 1990 yılında ise Rizespor’a geri döndüm. 6 ay oynadıktan sonra Nevşehirspor’a gittim ve orada futbol hayatımı sonlandırdım. 1986–87 ve 1987–88 sezonunda Petrolofisi’nde futbol oynadım. Buradaki 2. sezonumda Petrolofisi, ligi 2. olarak tamamladı. 1987–88 sezonunda gol kralı oldum. Ayrıca yılın Gümüş Adamı seçildim. Orta saha oyuncusu olmama rağmen 32 gole imza attım. Türkiye liglerinde Sakaryasporlu Aykut’tan sonra gol kralı olan orta saha oyuncusu olma mutluluğunu yaşadım. Nadir çıkar orta saha oynayıp da gol kralı olan futbolcu. Ben zaten hep orta saha oynuyordum ve gol ortalamam 15 golden aşağı düşmüyordu.

Rize’de bizim jenerasyon bir devrim yaptı. Biz top oynarken malzememizi evin altında saklardık. Velilerimiz bize müsaade etmezdi. Ama önümüzde örnekler vardı, Hüsnü ve Hüseyin abi gibi. O zaman Rizespor’un kadrosunda 2-3 tane Rizeli vardı. A Takıma girmek bizim için bir hayaldi ama biz azmettik. Bize o zamanki Rizespor Yöneticilerinden Ahmet Küvel ve Rizespor’a sayısız emeği bulunan Cevat Öztürk’ün çok desteği oldu. Bizim başladığımız amatör takım, daha sonra Rizespor’un A Takımını oluşturdu. 2-3 yıl sonrada bu takım şampiyon oldu ve takımın çoğu Rizeliydi.

Şampiyonluktan sonra artık veliler çocukları alıp alt yapıya getiriyorlardı. Onun için alt yapıya önem vermek lazım. Karadeniz insanının doğasında futbol var.

Biz antrenman yaparken yaklaşık 2000 seyirci olurdu. Perşembe günleri ise çift kale maç yapardık, 5000 yakın seyirci bizi seyretmeye gelirdi. Biz maç kaybettiğimiz zaman çarşıya inemezdik. Şunu söylemek istiyorum; şu an ki yönetim antrenörlük yapan eski futbolcularımıza güvenmeli, sorumluluk vermeli ve sabretmeli. Yeni gelen antrenörlerin yanına muhakkak bir eski futbolcumuzu yardımcı antrenör olarak vermeliyiz. Dışarıya ne kadar çok antrenör gönderirsen, o oranda senin alt yapına birçok sporcu bulup gönderirler. Biz bunu antrenörlük zamanımızda yaptık. Rizespor taraftarı her zaman başarıya giden bir takım ister.

Ben kendimden biliyorum; evet, futbola ilgi azaldı. Bunun nedenlerin biri güven. Merkez hakem komitesine güven olmalı. Futbol seyircisi maçların adil bir şekilde yönetildiğine inanmıyor. Diğer bir neden ise televizyonlardaki spor programlarıdır. Eskiden yorumcuların hangi takımdan olduklarını bilmezdik. Reyting uğruna halkımızı futboldan soğuttular. Antrenörlerimiz kendini de geliştirmiyor. Daha milli takımımızın bir sistemi yok.

RİMER’in yönetimindeyim ve aynı zamanda kurucu üyelerindenim. Biz buraya mutlu olduğumuz için geliyoruz. Özellikle bizim derneğimizde bayan üyeler çok aktif. Sosyal faaliyetlerimiz devam ediyor. Bir de Rizeliler olarak dernek çatısı altında sosyalleşmeye devam ediyoruz. İnşallah gelecek nesillere iyi bir dernek bırakacağız.

Ben çok yakından takip edemiyorum. Bir derneğin veya bir vakfın başarılı olabilmesi için bayan üyelerinin çok aktif olması gerekiyor. Benim naçizane tavsiyem, yöremizin derneklerinin bayanlara daha çok önem vermesi gerektiğidir. Önemli olan, yöremiz için neler yapmalıyız.