Orçun KABİL, 2 Ağustosta İstanbul Bağdat Caddesi çocuğu olarak dünyaya gelmiş iflah olmaz bir aslan burcu mensubuyum.Aslen Rize‘li olup,  İlk öğretimimi Ahmet Cevdet Paşa ilkokulunda, orta ve lise öğretimimi Cumhuriyet lisesinde tamamladım. Lisans eğitimim için “ver elini Kıbrıs” diyerek Radyo, Televizyon ve Sinema tahsili için yola koyuldum. Yaşamım boyunca yeni heyecanlara yelken açmayı hep sevdim.Hani derle ya “kendimi bildim bileli müzik hayatımda oldu”, benim ki tam da öyle olmadı.Kendimi ve müzik kulağımı keşfettiğim yaşlardan itibaren müzik benim vazgeçilmezim, aldığım nefes oldu. 16 yaşımda, lise yıllarımda müzik hayatıma tamamen girdi. Müzik aşkı ile kısa sürede gitar çalmayı öğrendim ve gitar çalmak beni farklı dünyalara sürüklemeye başladı. Sesim ve yorum kabiliyetimi keşfettiğimde kendimi canlı orkenstram yada gitarımla sahnelerde buldum. Müzik ile olan aşkım hayatımda farklı bir senfoniye dönüştüğü yıllarda söz ve müzik yapmaya başladım. 100’e yakın beste yaptım. Zaman zaman bu bestelerimi
sizlerin de yakından tanıdığı sanatçılara verme gururunu yaşadım. En son Babutsa grubu
solisti Ali’nin geçen yaz 2015 yazında çıkardığı tek şarkılık single’ındaki “Bir Şartla” isimli
şarkısının söz ve müziği bana ait. Farklı dönemlerde albüm denemelerim de oldu ve hepsinde
kendi bestelerimi yorumladım. Yaşamın her döneminde “yine, yeni, yeniden” diyen ben yeni
albümümle sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bugünün heyecanını, kıpırtısını,
sevdasını yüreğimde hissediyorum.
Peki Orçun Kabil müzik dışında nasıl birisi?
Ne iş yapar?
Neleri sever?
Yıllarca Heybeli Ada Su Sporları klübünde profesyonel sutopu oyunculuğu yaptım. Hatta bu
klubün ilk milli su topçusuyum. Müzik kadar spor da hayatımda olmazsa olmazım. Yazları en
az her hafta sonu mutlaka Heybeli Ada’daki yazlığımda nefes alır ve su sporlarımı yaparım,
tam bir deniz aşığıyım. Kışın snowboard en büyük tutkum. Sanırım spor yaparken sahnede
tam harcayamadığım enerjimi tüketiyorum. Ve kendimi yeniliyorum, bana yaşam sevinci
veriyor müzik ve spor.
Yaşamayı seven, çokça heyecanlı, az biraz deli, sevgi dolu, sınır ötesi duygusal, arkadaş ve
dost biriktiren ve her birini çok seven, ailesi için ölen sizlerden birisiyim. Ailem benim
vazgeçilmezim. Her pazartesi akşamı mutlaka tüm aile bir araya gelip akşam yemeği yemek
bizim ritüelimizdir. Aile olmak ben ve ailem için yeri doldurulamaz bağlılıktır. Perşembe
geceleri ise benimdir, kimse engel olamaz. Çünkü o gece ben ve yaradanım baş başa olmayı
tercih ediyoruz.
Arkadaşlarımla düzenlediğimiz mangal partilerinde ve yemeklerimizde mutfak önlüğünü
giyen nedense hep ben oluyorum. “Sen güzel yemek yapıyorsun” diyerek beni mutfağa mı
atıyorlar yoksa gerçekten dedikleri kadar güzel yemek yapıyor muyum onu henüz çözebilmiş
değilim. Sanırım bunu bir ara irdelemem gerekecek. Bu konuda kendime haksızlık etmeyip
mutfakta da fena olmadığımı söylemek sanırım abartı olmaz. Hepinizi, herkesi seviyorum. İyi
ki her birininiz hayatımdasınız! Müzik kariyerimde yanımda olan ve bu süreçler boyunca hep
destek olan can dostlarıma teşekkür etmek istiyorum. En başta canım aileme, daha sonra
özellikle öz kardeşim Enis kabil’e ve hem aranjörüm hem de orkestramın şefi büyük müzik
adamı Cüneyt Yalmaz’a, beni her daim yüreklerinde taşıyan ve bana bunu her daim hissettiren
can dostlarıma ne kadar teşekkür etsem az. Biliyorsunuz ki hepinizin adını buraya tek tek
yazmam mümkün olamayacak kadar çoksunuz…
Sizlerin sevgisi ile sahneye her çıktığımda o ilk günkü heyecanı iliklerime kadar
hissediyorum. Bu inanılmaz güzel bir duygu. Sahne öncesi prova, o arada beni izlemeye ve
dinlemeye gelen can arkadaşlarımın ve dinleyicilerimin bana eşlik etmesi, onlarla aramızdaki
kaynaşmalar, gözlerimin içine sevgi ile bakmaları ve sonrasında kuliste sahne hazırlıklarım
daha sahneye çıkmadan beni coşturmaya yetiyor. Ve zaman gelip sahne benim olduğunda,

o neon ışıklar beni müziğime, yorumuma, sevenlerime taşıyor. Hani yorulursun sahnede ve
bitsin istersin ya, ben o sevdiklerimden aldığım enerji ile sahneden hiç inmek istemiyorum.
Buradan hepinize sizleri ne kadar sevdiğimi, varlığınızı her zaman hissettiğimi söylemeyi bir
borç bilirim.